Tenisçimiz Zeynep Sönmez, Wimbledon’da 3.turda. Bu güzel sporda yengilere kim sevinmez! Ama bu yengilerin mantığımızın üstünü örtmesine izin vermemeliyiz. Şunca yıldır bu işin içindeyim, sizlere şunu söyleyebilirim ki bir fikstürde böyle bir kuraya pek kolay rastlanmaz.
Tenis turnuvalarında oynanılan her turda puan alınır. Para ödülü ve puan yitirdiğiniz her maçtan/turdan sonra verilir. Dolayısıyla ilk turda yenilseler bile puan ve para alırlar. Kariyerinde kupa görmemiş nice oyuncunun ailesinin varlığı ile tüm dünyada sürekli turnuva oynadığına ve ilk turdan biriktirdiği puanlarla ulusal takımlara seçildiğine az rastlanmıyor! Üstelik coğrafi konumu itibarıyla komşularına kolay ulaşabilen ülkelerin sporcuları daha da avantajlı oluyorlar. Dolasıyla Zeynep’in ilk turdaki Rumen rakibi belli ki çok turnuva oynamış! Yoksa bu kalitede bir oyunla 50’ler civarına inmesi olanaksız. Kadın tüm maç Zeynep’in toplarını geri çevirmekten başka bir şey yapmadı. Zaten sahanın ön kısmıyla herhalde küs idi…Kortun sadece ilk yarısında kaldı!
İkinci rakibi olan Çinli raket ise ilkinden pek farklı olmayan belki bir “tık” üstün biri. Zeynep ilk turdan çok daha üstün bir oyun ortaya koyunca maçta pek te zorlanmadı. Zaten rakibinden daha üstün olduğunu epey erken anladı. Bunun sonucunda da skordan emin özgüvenli olarak sahada çok farklı bir görüntü çizdi! Servisi ilk maça nazaran daha az felaketti! Tek düzelikten soyutladığı çeşitlendirdiği oyunu ve voleleri plase edişi etkiliydi. Böyle olunca da yengi geldi. Helal.
Şimdi karşısında 18.seribaşı Rus Alexandrova var. Fikstüre baktığımda (Bencic dahil) hiçbir rakip öyle ulaşılmaz gözükmüyor. O sektördeki oyuncuların kuvvet dengeleri okyanus ötesi (!) değil. Bunların hepsinin aynı çeyrekte bir araya gelmiş olmaları Zeynep için müthiş bir şans. Amma velakin en iyi oyununu aşması lazım. Ki bu da yıldızlığa aday genç bir tenis oyuncusundan beklenebilir bir atılımdır. Gerçekleşirse şaşırmayınız.
Bu arada Zeynep Sönmez partneri Rus Polina Kudermetova (Kudermetova’ların meşhuru Veronika) ile çiftlerde de yer alıyor. İlk turu geçtiler ama ikinci turda karşılarına dünyanın 2.no’lu çifti Dabrowski-Routliffe çıktı. Çiftlerde eşlerin birbirlerine alışkanlıkları fevkalade önemlidir. Bunaa rağmen bilhassa 2.sette rakiplerini zorladılar ama sonunda yapacak pek bir şey yoktu ve 6/3’lük skorlarla elendiler. Çift-Hanımefendilerde esas sürpriz dünyanın efsane çifti İtalyan Errani/Paolini çiftinin daha 2.turda Taipei’li Chan ile Çekyalı Krejcikova’ya elenmeleri oldu. Gerçi Çekya’lının kariyeri çiftlerde de altın yaldızlarla dolu ama yine de İtalyanlar kağıt üzerinde çok ağır basıyordu!
Bir grand-slam’de bu denli çok seribaşının turnuva başlar başlamaz elenmesi ilkler rekorlarına girebilir. Hanımefendiler de ilk 10 raketin 6’sı (ilk 5’in 4’ü yok!)ve beyefendilerde ise ilk 10 raketin 5’i daha ilk haftanın sonuna bile gelmeden yok oldu! Daha kimbilir bu sıcakta kimler terkedecek? Tenisin yöneticileri topraktan çime geçmek için pek yeterli bir zaman aralığı olmadığından oyuncuların zorlandıklarını ve yakında sakatlık bahane edip buraya katılmaktan kaçınacaklarından endişe etmektedirler. Bu pek te boş bir endişe değil. Zira tenis bir çok spordan daha ağır. Hiç beklenmedik sakatlıklar ortaya çıkıyor ve bu en parlak yıldızların bile yaşamlarını karartabiliyor. Hem de grand-slam şampiyonu bile olmuşları: Nadal, Thiem, Muguruza, Del Potro, Kerber, Hingis, Muster, Soderling, Pierce.
Sizce bardak yarıya kadar dolu mu yoksa boş mu?
Hoşkalın.
Bekir EMRE
Hamiş.: TRT Spor’da Fritz-Fokina maçını bizlere yorumlayan spiker fevkaladeydi. Sakin, bağırmayan, amigoluktan uzak, yeterli bilgi aktaran ve izleyiciyi rahatlatan bir spiker…Bravo kutluyor, teşekkürlerimi iletiyorum.