Mertens/Hsieh ikilisinin fevkalade bir mücadele sonunda şampiyon olduğu kadınlar finalinden sonra turnuvanın baş aktörleri sahne aldı : 22 yaşındaki İtalyan Jannik Sinner ile 27 yaşındaki Rus Daniil Medvedev. Rus’un grand-slam’de şampiyonluğu vardı. İtalyan ilk kez böyle bir turnuvanıın finalini oynuyordu.
Maçın uzamasının İtalyanın lehine olacağı malumumuzdu. Ancak Rus işi çabuklaştırmak amacıyla servis çizgisine yakın oynayıp sahayı küçülttü…O denli hatasız oynuyordu ki o damarlarında adeta buz akan rakibi ambale oldu…Çare bulmak amacıyla her şeyi denedi. Olmadı. 6-3’lük iki set 1.5 saatte ve bir grand-slam finali için göz açıp kapayana kadar bitti.
Artık İtalyan için pabuç pahalıydı. Çok daha agresif ve atak oynamaya başladı. O kaçtı, Rus kovaladı. Ancak puanlar 31 vuruşa kadar uzuyordu. Uzun bir süre sonra ilk kez İtalyanın bir maç esnasında ekibiyle konuştuğunu gördük. (O ekip ki içinde tenis dünyasının en saygın antrenörlerinde “Katil” lakaplı, Hewitt, Agassi ve Halep’i başarıdan başarıya koşturmuş Darren Cahill yer alıyor.) Sürekli 15-20 vuruşluk puanlara yorgun Rusun nasıl dayanabileceğini düşünmeye başlamıştık ki Sinner rakibini set sonuna doğru kırarak öne geçti ve akabinde kendi servisiyle üçüncü seti bitirdi. Rus molaya çıktı.
Dördüncü set adeta bir öncekinin kopyası oldu. Durum eşitlendi. Karar setinin ilk oyununda müsabakanın şimdiye kadar en uzun puanını yaşadık. Rus artık yorgunluk belirtileri veriyor ama oyunları eşitlemekten geri durmuyordu. 3-2’ye gelindiğinde Sinner’in fiziki üstünlüğü ortaya daha bariz çıkmaya başladı. Uzun bir topun ardından gelen kontra vuruşlara Rus koşamıyordu. Puanı kısaltmak için fileye gelmeyi denedi…Geçildi! Tekrar fileye gelmek istedi…Topu fileye taktı. Ve servisini verdi !
Bundan sonrasını İtalyan bırakmayacaktı. Öyle de oldu. Şampiyon 5 sette Jannik Sinner. Ancak Medvedev eminim bu çabasıyla nice gönülde yer tutmuştur. Son setin son oyununda bile 27 vuruşluk puanlar yaşıyorduk ! Bu maç çoğunlukla servis çizgisi üzerinden oynandı. Tenisseverler geri oyununun bile ne denli zevkli olabileceğini gördü.
Bundan önceki yazımda gönlümün Medvedev’i, mantığımın ise Sinner’i işaret ettiğini belirtmiştim. Mantığım galebe çaldı!
Hoşkalınız.
Bekir Emre