Kadınlar finalinde servisiyle Gauff yaptı açılışı. Sonra Sabalenka eşitledi. Epey rüzgarlı bir havada anlaşılan her iki oyuncu da hata yapmamak için pür dikkat oynuyordu. Tabiki bu hava daha güçlünün yararına olacaktı. Daha üçüncü oyunda rakibini kolay kırdı Belaruslu raket. Kendi servisinden sonra ABD’liyi bir kez daha kırınca 19 dakikada maç 4-1 oldu.
Rüzgarın da şiddetini artırmasıyla Sabalenka servisini avuta attı. Üzerine hep başarısız olduğu drop-shot’lara başlayınca oyunu ilk kez kırdı Gauff. Kendi servisinde de iyi oynayınca oldu durum 4-3. Belaruslu dövünmeye başlamıştı! Kadın şiddetten muzdarip ! Attığı 10 topun yarısı avuta gidiyor! Üstelik buna bir de Gauff’un avuta gitmesi gereken bir vuruşu rüzgarla içeri düşünce eşitlik oldu 4-4.
Gauff baktı ki tüm basit hataları Sabalenka yapıyor, “benim neyim eksik” dedi ve en kritik yerde kendi servisini armağan etti (4-5)! Belaruslu da onun bu nezaketine 12 dakika süren bir oyunla mukabele etti…Bir tenis maçında olası ne hata varsa bu 12 dakika içinde gerçekleştirerek oyunu rakibine eşitletti (5-5)!
Bir Amerikalı olarak Gauff bu iyiliğin altında kalır mı…5-6 Sabalenka. Eh artık alışkanlık olmuştu…”Bari tie-break’e gidelim de öyle çözelim bu işi” dedi Sabalenka. Verince servisini geldiler 6-6’ya.
Tie-Break setin aslından farklı olmadı. Bu kez ikram Gauff’tan geldi. 4-1 öne geçti. Ama Sabalenka bu ziyareti bitirmeye kararlıydı. Söktü aldı seti.
2.sette baştan Gauff 2-0 öne geçti. Sabalenka’da öyle bir kontrolsüz güç var ki attığı drop- shotları bırakın (yani kısa toplar), drop-voleler bile servis çizgisinin ötesine düşüyor. Beceremediği bu vuruşlarda da bir ısrarcı ki sormayın gitsin!
Gauff baktı ki topu oyunda tutmak puanları kazanmak için yeterli…Nasılsa rakibi basit- hatalarla ona puanları bol keseden hediye ediyordu! 2 saate yakın bir sürede 6/2 ile eşitlendi setler (1-1).
Karar setine Sabalenka müthiş bir enerjiyle başladı. 185km süratinde servisi ve onu izleyen smaçlarla 1.5 dakikada bitti ilk oyun! Gauff kopyaladı onu (1-1). Sonra Sabalenka rakibinin düşerken ancak çevirdiği bir topu şiddetten (!) neredeyse tribünlere gönderip servisini kırdırdı (1-2). Ardından Gauff kendi servisinin de kolayca aldı (3-1). Sonra geri gelir gibi oldu…Hatta 3-3 ile maçı beraberliğe getirdi. Ama ABD’li özgüvenliydi. Bırakmadı ve rakibini yine kırarak 5-3 yaptı. Sonra 5-4 oldu. Artık Gauff maç için servis atıyordu.
Belaruslu ilk maç topunu çıkardıktan sonra basit hatalarını sürdürdü ve 2 saat 38 dakika sonra müsabakayı eliyle Gauff’a teslim etti (6/7. 6/2, 64) Sabalenka gibi dirayetli bir şampiyonun bir final maçında bu denli çok hata yapması pek mantığa sığmıyor. Üstelik bu hatalarda onca ısrarcı olması artık herhalde bilim insanlarınca irdelenmeli. Çünkü bir antrenör oyuncusuna bu denli acemice kısa top atmayı benimsetebiliyorsa esasen ona antrenör denmez! Hani neredeyse attığı drop-shotlara tribünden koşup yetişilecek! Antrenörlük tribünde sfenks gibi oturmak değildir ki!
Kutluyoruz Gauff’u. Sakin ve sebatkâr kaldı, çok daha az hata yaptı ve kazandı.
Bu arada Roland Garros bize tenisin insani yanlarını bir kez daha gösterdi. Robotlar, şahin- gözler yerine çizgi-hakemleri, ekran görüntüleri yerine kule-hakemi vardı. Kreması olarak ta iz yansıtıyorlardı. Herkes tatmin oldu. Çizgideki görevlilere kimse itiraz etmedi. Yani robotlar değil, yüreği atanlar vardı! Kader Nouni saçmalamasının haricinde, bir maçın skoruna etki edecek vahim bir hataya da rastlanmadı.
Jünyor Kızları İngiliz Klugman’ı 6/3, 6/0’lık setlerle geçen Avusturyalı Tagger kazandı.
Jünyor Erkeklerde ise Alman Schoedenhaus’u 6/7, 6/0 ve 6/ skorla geçen İsviçreli McDonald zirveye ulaştı.
Hoş kalınız…
Bekir EMRE