ATP tenis sıralamasında Djokovic 2.sırada. İspanyol Alcaraz 3., Medvedev 5. Bu üç rakete Wimbledon yarı-finalinde katılan İtalyan 22 yaşındaki İtalyan tenisçi Musetti ise 25.sırada!
Tenisin ne denli dinamik bir spor olduğunun başlıca kanıtı bu. Yetenek, zeka, çalışma, süreklilik ve sabır sabır sabır! İşte tenis budur.
Günün ilk yarı-finalini daha baştan klas bir maç olacağını belli etti. Rus Medvedev, tüm medya saçmalıklarından uzak sessiz ve derinden geldi yarı-finale kadar. Djokovic’in sakatlığının, Alcaraz’ın şımarmışlık olasılığının, Musetti ve İtalyan mucizesinin onda biri kadar bahsedilmedi Medvedev’den. Bu da galiba işine geldi Rus’un. Sessiz sakin işini yaptı. Alcaraz pek de iyi başlamadığı maçta öyle puanlar buldu ki yitireceği oyunları aldı. Zaten ilk set sürekli tenisçiler birbirlerinin servisini kırdılar. 5-3 geride kaldığında öyle drop-shot’lar attı ki Alcaraz hem rakibini kırdı hem de ona uyarı aldırdı. Anlaşılan bir kısa-topun zeminde ikilemesini kabul etmeyip hakeme küfür etmiş!
Alcaraz puan vuruşları yapmaya çalışıyor ve dolayısıyla risk alıp daha çok hata yapıyor, rakibi ise sağlamcı oynuyordu. Bunun sonucu da tabiatıyla tie-break olacaktı! Orada da sağlamcı Rus fevkalade bir savunma oyunu benimseyip 5-0 öne geçti ve akabinde seti de aldı. O ana kadar İspanyol’un 16 basit hatasına karşı Rus’unkiler 5 idi.
Alcaraz Wimbledon’da gerçekten farklı…Bir yaptığı diğerini tutmuyor diye yazarken haksız da değildik. İnanılmaz bir topu çıkarıyor ardından çift-hata yapıyor…Ters sıçrayan bir topa puan alıcı vuruş yapıp ardından volede eline geleni avuta atıyordu. İkinci sette ise sanki sahada başka biri vardı. Bariz olmasa da sahada üstün olan taraftı. Eşitledi setleri.
3.Set öncekinden pek farklı olmadı. Alcaraz öne geçtiği seti çok daha kolayca bitirebilecekken ilginçlik yapmaya çalışıp yüzüne gözüne bulaştırınca Rus tekrar devreye girdi ama artık çok geçti. 2-1 oldu.
4.setin ortalarında rakibini yine kıran Alcaraz, gerisini servislerini alarak idare etti ve iyi bir gününde olmadığı maçı kazanmasını bildi. Pazar günü büyük olasılıkla Djokovic ile final oynayacak.
Bu arada bu maçı anlatan TRT spikerini kutlarım. Bağırıp çağırıp haykırmadan gayet sakin... İzleyicileri lüzumsuz istatistiklere boğmadan gerekli bilgileri kısaca yansıtan…Ve bilhassa anlattığının ayaktopu olmadığının bilincinde taraf tutmadan…Bizleri ekrana bağlayan, maçla özdeşleşmemizi sağlayan bir spiker vardı karşımızda. Alkışlar size kardeşim.
Yarın Cumartesi kadınlar finali var. Fevkalade tecrübeli bir şampiyon olan Çekyalı Krejcikova karşısında 28 yaşında bir enerji deposu bulacak : İtalyan Paolini.
Hoşkalın.
Bekir EMRE