400 üzerinde grand-slam maçı yapmış, tüm zamanların en iyisi olduğu belgelenen ama aynı zamanda da en sevilmeyen şampiyon olarak ta nitelendirilen Sırp Djokovic’i tanımasak, 2 metreye yakın 21 yaşındaki Portekizli rakibi önünde maçı tehlikeye soktu diyebilirdik. Sanki her tur sayısına göre set vermeyi bilhassa yapıyormuşçasına bu kez de ikinci turda ikinci seti kaptırdı rakibi Faria’ya! Sonra şampiyon yine gaza bastı ve yaşantısındaki ilk grand-slam maçını oynayan rakibini son iki sette göz açıp kapayıncaya kadar geçiverdi. Ama şimdi karşısında gerçekten dişli bir rakip var: Çekyalı Machac. İzlenmesi gereken maçlardan biri.
Alcaraz’ın ise bir yerlere yetişmesi gerekiyordu ki Japon Nishioka’ya sadece 5 oyun verip, 1 saat 20 dakikada eledi. Bu genç adamın sahadaki benliği bu güzelim sporun geleceği için bizleri umutlandırıyor. Adamın kanı kaynıyor…Robotlukla ilgisi yok!
Tenisin aykırı evladı Avustralyalı Kyrgios ise vatandaşlarının tüm beklentilerini boşa çıkardı. İlk turda yenildi. Bu adam sürekli meslekdaşlarını eleştireceğine çenesini kapatıp kendi işine odaklansa daha başarılı olacak ama bunu ortaya koyan bir gazeteciye “benim banka hesabımda milyon dolarlar varken istediğimi yaparım…Sen de ne var” diyebilen birine ne söylenebilir ki! Tanrı şifa versin!
Rusların sempatik raketi Medvedev’i çoğunlukla agresif ve itici bulunur. Halbuki bu adam bilhassa kendi camiasında çok sevilen, dost canlısı biri. Rus sporcuların isimlerinin yanına bayrak/ülke ikonu konmamasını “muharebe kazandırıcı bir hamle!” olarak nitelendirebilen ve kendisiyle dalga geçmekten hoşlanacak kadar gelişmiş bir mizah anlayışına sahip.
Adı sanı duyulmamış bir Tayland’lı tenisçiyi, tam bir pehlivan-tefrikasını andıran (4 saate yakın) maçta yendikten sonra verdiği röpörtajda çoğu tenisseveri şok etti. Çoğu tenisçi son derece sıkıcı ve yapmacık, sanki kopyala-yapıştır cinsinden beyanlarda bulunurken bu adam rakibi için “böyle oynamaya devam ederse paraya ve kızlara çabuk ulaşır”(hatta casinolara!) dedi !
İşin daha da ilginç yanı ardından Djokovic’in de bunu teyit etmesiydi. Gerçekten tenisin böyle hesapsız ve içten sporculara gereksinimi var. Biliyorum şimdi cinslerini güya korumakla kendilerini görevlendiren bazı hatun kişiler ortaya çıkıp “böyyük” laflar etmeye çalışacaklardır. Ancak aynı durum kendi seksleri için de geçerli. Onlarda da Andreeva, Schnaider ve hatta Gauff gibi pırlantalar mevcut…Onlar da başarılarıyla paraya ve delikanlılara çabuk ulaşacak! Hangi seks birbirinden kendini soyutlayabilir…Eşyanın tabiatına aykırı bu!
Kadınlarda dünden bu yana yaprak dökümü sürüyor. Meslekdaşlarına neden saygı göstermediği sorusuna “ben işimi yaparım, kimse de nasıl davranacağımı bana söyleyemez” yanıtını veren ve burada kupaya ulaşabilecek adaylardan biri olarak gösterilen olimpiyat şampiyonu 5 no’lu seribaşı Çinli Qinwen hayatının şokunu 36’lık Alman Siegemund ile yaşadı. Alman, engin tecrübesiyle onu iki sette kenara koyuverdi.
Kadınlarda, izleyiciye sahada oyunuyla zevk veren bir başka oyuncu ise Naomi Osaka. Bu kızcağız çok genç yaştaki grand-slam şampiyonluğundan sonra bir sürü travma yaşadı. Sonra, anneliği tattı. Ardından “yavaş yavaş” çıkıyor merdivenlerden. Yeteneğinin farkında, hiç acele etmeden çalışarak zirveye dönüşün mesajını veriyor. Epey dişli bir rakip olan Çek Muchova’yı garip bir skorla 3 sette yendi (61, 16, 63).
Avustralya tarih boyunca olmadık sürprizlere alışıktır. Bir daha asla rastlamayacağınız raketler yıldızlara azizlik (!) eder. Yılın ilk turnuvası olması, tenisçilerin yegane tatilinin sonrası, coğrafi ıraklık bunun başlıca sebepleridir. Ancak bu yıl bir ilginçlik var. Sürprizleri yapanlar 18’lik Brezilyalı Fonseca…Rus Rublev’i yendi…Rublev dünya 9 no’lu seribaşı.
19 yaşındaki Çekyalı Mensik Ruud’’u yendi. Ruud 6 no’lu seribaşı. ABD’li 20 yaşına yeni basan Michelsen, Dünya 10 numarası Tsitsipas’ı yendi. 21 yaşındaki Portekizli Faria, Djokovic’e korkulu anlar yaşattı. 21 yaşındaki Danimarkalı Rune dünya 13 numarası ve üçüncü turda. 21 yaşındaki Alcaraz 4 grand-slam kazanmış ve burada 3 numaralı seribaşı ve turnuvanın başlıca favorilerinden biri !
Ne dersiniz bir nöbet değişimi daha mı gerçekleşecek ?
Bekir EMRE