Avustralya Açık ile başlayan sezon, Mart’ta 5.grand slam sayılan Indian Wells ile ısındıktan sonra sıkı iki Avrupa majörü olan Roland Garros ve Wimbledon’la devam eder, sonra sıra Ağustos sonlarında yılın son grand slam turnuvası olan Amerika Açık’a gelir. New York’ta 2 hafta süre ile oynanan turnuva kendine has yapısı ile çok farklı tatlar içeriyor. Tenis seyircisi genel anlamda tiyatro seyircisi gibidir. Tiyatro seyircisi oyundan oyuna, şehirden şehire farklılık gösterir. Oyuncular da bu seyirciye göre kendilerini ve oyunlarını organize ederler. Teniste de benzer bir durum var, Wimbledon’da daha disiplinli ve geleneksel bir seyirci varken, New York’ta çok daha rahat ve Amerikan kültürünü yansıtan bir topluluk bulunur. Maç sırasında ayakta dolaşan, aralarında konuşan veya oyunculara laf atan sonuçta aslında maça tamamen eğlenmeye gelen bir seyirci karşısında oynamak kolay değildir. Her an yeni bir Hollywood yıldızı gelebilir ve tribünlerde kıyamet kopabilir. Bununla beraber yukarıdan hiçbir yerde geçmediği kadar uçak, helikopter, vb. araçlar geçer, tam servis atarken bir jet motoru sesiyle irkilebilirsiniz. Tenisçilerin de bunun bilincinde olarak kendilerini buna göre organize etmeleri hatta bu dış faktörlerle eğlenmesini bilmeleri gerekir, adapte olduğunuz ölçüde Amerika Açık’ta başarılı olma şansınız da artar. Ancak bunların hiçbiri 2 haftalık tenis şölenini gölgelemez aksine renklendirir, Amerika Açık tüm renkleri ile bu sene de spor dünyasına çok farklı tatlar bıraktı.
Bu seneki Amerika Açık’ı geri dönenler, yerini sağlamlaştıranlar ve hayal kırıklığı yaratanlar üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Geçen sene Roland Garros’ta Rafael Nadal’la oynanan maçta ciddi bir bilek sakatlığı yaşayan ve tenis kariyeri bile tehlikeye giren Alexander Zverev, New York’ta bu sene en büyük geri dönenlerden biri oldu. 4.turda Jannik Sinner ile girdiği 4 saat 41 dakikalık 5 setlik savaşı kazandıktan sonra basın toplantısında “ evet, galiba geri döndüm “ dedi. 2 ay önce Paris’te yarı final oynamasına rağmen bu cümleyi kurmamış olmasına dikkat çekmek gerekiyor. Coco Gauff da gerçekleşmeyen büyük beklentiler, 1 ay önce 1.turda elenilen Wimbledon, geçen sene kötü kaybedilen Roland Garros finali gibi pek çok olumsuz faktörün üstesinden gelerek Amerika Açık’ta finale yükseldi ve o da maçtan sonra sonra benzer bir açıklama yaptı : “ Evet, galiba kabus bitti “. Hatta Gauff daha sonra şampiyon olarak kabusu da rüyaya çevirdi.
Renkli Medvedev, Mucizevi Wozniacki
2.turda kaybettiği setin ardından medikal mola alan Daniil Medvedev’e doktor “semptomlarınız nedir ? “ diye sorduğunda “ Ne olacak seti kaybettim, biraz önce rakibime ne verdiysen aynısını istiyorum “ diyerek renkli kişiliğini bir kez daha ortaya koydu. Medvedev 2021’de kazandığı Amerika Açık Finali’ne tekrar geri dönmüş oldu ve bugün 2.şampiyonluk için sahaya çıkacak. Caroline Wozniacki ise New Yok’ta adeta bir mucizeye imza attı. 3 sene önce tenisi bırakan, 2 çocuğunu dünyaya getiren 33 yaşındaki oyuncu, tekrar tenise dönme kararı alarak oynadığı Amerika Açık’ta 4.tura yükselerek inanılmaz bir başarı elde etti. 2.turda dünya 11 numarası Petra Kvitova’yı eleyen ve 4 maçta ortalama 7.5 saat kortta kalan Wozniacki’yi 4.turda turnuvada finale yükselen Coco Gauff, 2 saatlik ve 3 setlik bir maçın ardından zorlukla yenebildi. Wimbledon’da Elina Svitolina’nın yaptığının bir benzerini New York’ta gerçekleştiren Wozniacki belki de turnuvanın en büyük geri döneni oldu.
Aryna Sabalenka artık eski problemlerinden arınmış, yenilenmiş ve tam bir grand slam şampiyonu profili olduğunu Amerika Açık’ta ispatlayarak, bu seviyedeki yerini sağlamlaştırmış oldu. Belaruslu oyuncu aynı zamanda bu hafta kariyerinde ilk defa dünya 1 numarasına yükselecek. Karolina Muchova da yarı finalde elenmesine rağmen bu seneki Roland Garros finalinin bir rastlantı olmadığını gösterdi. Çek oyuncu artık özellikle toprak ve sert kortta her turnuvanın doğal şampiyon adayıdır. Ve tabii ki Carlos Alcaraz, kendisinin de dediği gibi “ Artık farklı bir seviyede bir oyuncu “ sadece Djokovic’ten bayrağı almak için doğru zamanı bekliyor. Hayal kırıklığı yaratanlara gelince… İlk turlarda turnuvaya veda eden Maria Sakkari, Caroline Garcia, 2021 finalisti Leylah Fernandez, Stefanos Tsitsipas, Felix Auger Aliassime ve hatta 4.turda Ostapenko’ya elenen Iga Swiatek’i sayabiliriz.
Qinwen Zheng Yükseliyor !
Çinli oyuncu Qinwen Zheng çok uzun zamandır takip ettiğim ve belki de potansiyeli en yüksek oyuncuların başında geliyor. Mayıs’ta Roland Garros’ta da canlı olarak seyrettiğim Zheng, kuvvetli fizik yapısı, güçlü servisleri, atak ve geliştirilmeye müsait oyunu ile çok büyük bir gelecek vadediyor. Geçen aylarda ilk WTA şampiyonluğunu kazanan Zheng kendisinden beklenen patlamayı Amerika Açık’ta yaparak çeyrek finale yükseldi. Bunu yaparken de çoğu maçta gayet iyi bir tenis oynayan Zheng, çeyrek finalde turnuvanın finalisti Aryna Sabalenka’ya elendi. Ancak Sabalenka’nın tamamlanmış bir ürün, Zheng’in ise henüz yapım aşamasında olduğunu düşünürsek Zheng aslında kaybederken kazanmış oldu. Bir zamanlar Sabalenka’nın da sıkıntısı olan maçların içindeki iniş çıkışlarını ayarlayabilir ve oyunu oturtabilirse, Qinwen Zheng yakın gelecekte kesinlikle grand slam şampiyonlukları kazanacaktır.
Amerikan Tenisi’nin Dönüşü !
Turnuvanın adı Amerika Açık ama yıllardır kazananlar arasında Amerikalı olmaması ülkenin bir dönemdir girmiş olduğu krizi gösterir nitelikteydi. Erkeklerde turnuvayı son kazanan Amerikalı oyuncu 2003’te Andy Roddick, kadınlarda ise durumu uzun yıllar Serena Williams idare etti. Ancak bu seneki turnuvada umut veren gelişmeler var. Erkeklerde çeyrek finalde 3, kadınlarda ise yarı finalde 2 Amerikalı oyuncu vardı zaten kadınlarda bir oyuncuyu finale gönderdiler. Bunun dışında WTA ve ATP sıralamasında ilk 100’de toplam 24 Amerikalı tenisçi bulunuyor. Amerikan tenisinin özellikle kolej tenisi kökenli oyuncuların da katkısını alarak önemli bir ivme yakaladığını belirtmek gerekiyor. Ancak sıra özellikle erkeklerde Pete Sampras veya Andre Agassi gibi daha jenerik ve üst kalite oyuncular çıkarabilmeye gelmeli.
Benzersiz Djokovic !
Novak Djokovic’in Daniil Medvedev’i 3-0 yenerek Amerika Açık şampiyonu olduğu maçın sonrasında Djokovic’in korttaki sevinci ve ailesiyle kucaklaşması çok duygusaldı. Bu anları tenisle ve sporla hiç alakası olmayan birine gösterseniz, herhalde bu oyuncu ilk şampiyonluğunu kutluyor diyebilir, halbuki o akşam Djokovic 24’ü grand slam şampiyonluğu olmak üzere kariyerindeki 96. şampiyonluğunu kutluyordu. Oyuna olan tutkusu, çalışma azmi ve kararlılığı kort içindeki performansı ile birleşince ortaya bambaşka bir tablo çıkıyor zaten şu anda da onu yaşıyoruz.
Rafael Nadal’ın 14.Roland Garros şampiyonluğunu da sanki ilk şampiyonlukmuş gibi kutlaması da benzer sebeplerden kaynaklanıyor. Ancak Djokovic’te başarı formülünün içine “hırs “ faktörünün biraz fazla dozda karışmış olması onun da Nadal’dan ayrıldığı taraf, tarihin belki de en büyük sporcu veya atletlerinden birisi olan Djokovic’e yapacağımız tek eleştiri bu olabilir.
Daniil Medvedev de tenis dünyasının renkli ismi aynı zamanda Djokovic’in başının tatlı belası. Eğer Medvedev ve Alcaraz olmasaydı, Djokovic 25 grand slam şampiyonluğunu çoktan yakalamıştı. Zverev’in dediği gibi Djokovic ve Alcaraz farklı bir seviyede, diğerleri ona yetişmeye çalışıyor ancak bu noktada Medvedev’e haksızlık etmemek gerekiyor, Rus oyuncu farklı tarzıyla aslında bu iki oyuncunun tam ortasında tamamlayıcı bir rolde bulunuyor. Djokovic bu sene Amerika Açık’ta finale gelene kadar 2-0’dan döndüğü maç hariç, kalan 5 maçta antrenman yaptı. Özellikle yeni nesil oyuncularla Djokovic arasında gerçekten çok ciddi bir fark var, genç oyuncular ancak Djokovic’in antrenman partneri olabilir gibi görünüyor zaten maçlar da bunu ispatlıyor. Sırp oyuncu güle oynaya hiç yorulmadan ve gayet eğlenerek maçları finalize ediyor. Medvedev bu akışı finalde kırmak istedi ancak olmadı, Medvedev’in yarı finalden sonra söylediği gibi “ Hayatta asıl sınav, 23 grand slam şampiyonluğu olan birisiyle final oynamak mesela şimdilik bende 1 tane var. “
Kadınlar Finali ve Muhteşem Coco Gauff
Amerika Açık Kadınlar Finali’nde Coco Gauff ve Aryna Sabalenka mücadelesinde Coco Gauff şampiyon olarak küçük yaşlardan beri hayalini kurduğu grand slam kupasına kavuştu. Bunu tabii ki Amerika Açık’la kendi evinde ve seyircisi önünde yapmak olayın içindeki coşkuyu zirveye çıkardı. Aslında iki oyuncu da finale farklı bakış açıları ile başladı. Sabalenka özellikle 2023’ten itibaren farklı bir kimliğe bürünmüştü, o eski yılların maç içerisinde gece-gündüz kadar farklı set performansları oynayan, sürekli çift veya basit hata yapan oyuncusu gitmiş, yerine olgun bir grand slam şampiyonu gelmişti. Amaç, bu finali de kazanıp yeni sürüm Sabalenka’yı dünyaya tamamen ilan etmekti. Coco Gauff ise aynı cimnastikte Simone Biles’ın yaşadığı sorunların bir benzeri olarak 15 yaşından beri Amerikan kamuoyunun başarı baskısı altında eziliyordu. Artık 19 yaşına gelen Coco Gauff kendi evinde yakaladığı bu şampiyonluk fırsatını değerlendirip, bu başarı baskısını üzerinden atarak önüne daha rahat bakmak istiyordu. Ancak önünde aşması gereken bir dağ vardı, güçlü vuruşları ve servisleri ile Serena Williams’ı anımsatan Sabalenka önünde işi kolay olmayan Gauff, atletizmine ve savunmasına güvenerek bir “ savun - bekle – gör “ taktiği ile maça başladı.
Zorlu Final !
İlk set kortta yeni sürüm Sabalenka vardı ve Gauff’a çok fırsat vermedi, ilk set 6-2 ile Belaruslu oyuncuya gitti. Ancak 2.setin ortalarından itibaren Sabalenka eski sürüme geçiş yapmaya başlayınca işin rengi biraz belli olmaya başladı. Çok kolay topları bile dağlara taşlara vurmaya başlayan Sabalenka önünde fırsatı görüp savunmanın dozunu arttıran ve seyirciyi de arkasına alan Gauff, kalan 2 seti 6-3 ve 6-2 alarak yeni Amerika Açık şampiyonu oldu. Coco Gauff’un zaferinin gerçek bir taktik harikası olduğunu da ayrıca belirtmek gerekiyor. Bu maç bize aynı zamanda teniste antrenör faktörünün ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha gösterdi. Sabalenka kaybetmesine rağmen bu hafta açıklanacak dünya sıralamasında kariyerinde ilk defa 1 numaraya yükselecek, bu maçtan çıkaracağı derslerle ilgili maç sonu açıklamaları da onun için ayrıca olumlu gelişmeler. Coco Gauff ise maç sonu röportajında ne düşündüğünü soran basına tek bir şey söyledi : “ Hiçbir şey düşünmüyorum sadece çok ama çok mutluyum ! “. Aslında her şeyi ve yılların emeğini özetleyen, içinde fazlasıyla duygu barındıran çok güzel ve net bir yorum.
Zeynep Sönmez’in Harika Performansı
Amerika Açık’tan bağımsız olarak 2023’ün ülkemizde en başarılı oyuncusu olan Zeynep Sönmez’den bahsetmek istiyorum. Tenisçimiz Zeynep Sönmez şu anda dünya sıralamasında 177. numarada bulunuyor. Zeynep, WTA sıralamasında 2023 başlarken bulunduğu 350’li basamaklardan 177.sıraya 8 ay gibi kısa bir sürede geldi, bu çok zor bir iş ve hatta bunu WTA’ da başarabilen çok oyuncu olduğunu zannetmiyorum. Çünkü özellikle 250.sıradan sonra yükselebilmek ciddi anlamda zorlaşıyor. 2022 başında Zeynep’in ilk 500’ün dışında olduğunu düşünürsek bu durum daha da anlam kazanıyor. Bunu başarabilmek için çok çalışan ve bir tenisçinin neredeyse bir yılda oynadığı maç sayısını 7-8 ayda oynayan Zeynep, en son Bari’de 125 K lık turnuvada çeyrek final oynadı. Katıldığı her turnuvada belirli bir seviye yakalayan Zeynep için ilk hedef önce ilk 200 içinde kalıcı olabilmek, sonrasında ise ilk 100 sıra içine girmek ve üzerine çıkabilmek olacak. Bu başarıların ve yükselişin artarak devam etmesi için ise Zeynep için kort dışında en önemli faktörlerden birisi de sponsor konusunun çözülmesi olacak. Teniste global başarı için adeta genel bir kural olan iyi oyuncu – sponsor yapısının Zeynep için de bir önce oluşturulması gerekiyor.
Alp USTAOĞLU